Hayatı dolu dolu yaşamaktan bahsettiğimizde, genellikle başkalarıyla tanışmayı, yeni ilişkiler geliştirmeyi, etkinliklere katılmayı, en iyi kıyafetleri giymeyi, en lezzetli yemekleri yemeyi, en güzel yerleri görmeyi ve her şeyin en iyisine ve en güzeline ulaşmayı düşünürüz. Sayısız aktivite ve hedef sıralarız, her zaman bir yere varmaya çalışırız, bir şeyleri kaçırmaktan korkarız ve sürekli koştururuz.
Peki kendinize en son ne zaman gerçek bir vakit ayırdınız? Kendinizle gerçekten konuşabileceğiniz, sorular sorabileceğiniz ve cevapları bulabileceğiniz bir zaman. Bazen tartışabileceğiniz, bazen kucaklaşabileceğiniz, bazen birlikte ağlayabileceğiniz ve bazen birlikte gülebileceğiniz anlar. En önemlisi, “Seni anlıyorum” diyebileceğiniz buluşmalar. Bunu kendinize ne sıklıkla söyleyebildiniz?
Deepak Chopra bir keresinde şöyle demişti: “Uykuda olduğunuzu fark etmek bile yeterince zordur.”
Uyanmak için uyuyor olduğunuzu fark etmek, kendinizi yeterince iyi tanıyıp tanımadığınızı fark etmek ile eşdeğer değil mi? Bunun için kendimizle temas halinde olmanın, sohbet etmenin ve yürekten konuşmalar yapmanın değeri paha biçilemezdir.
Bu yüzden kendimizle randevulaşmayı ihmal etmeyelim.
Oscar Wilde, “Yaşamak dünyadaki en nadir şeydir. Çoğu insan sadece var olur.” demiş.
Bir nesne gibi var olmak! Sadece var olmak ne anlama gelir? Gerçekten yaşadığımızı nasıl anlarız?
Bir aileye ve bir kültüre doğuyoruz ve kaçınılmaz olarak, bu çevrenin temel inançlarını bilinçli veya bilinçsiz olarak kendimize kazırız. Bu inançlara karşı isyan etme ihtiyacı hissettiğimiz bir zaman gelir. Ya da isyan etmeyip uyum sağlamayı seçeriz. Sizce hangisi daha zorlayıcıdır? İçinde bulunduğunuz topluma uyum sağlamak mı, yoksa içinde bulunduğunuz topluma rağmen kendiniz olarak var olmak mı?
Bu soruların cevabını bulabilmek için de kendimizle randevulaşmayı ihmal etmemeliyiz.
“Sorumluluğun bizde olduğunu ve kendimizle randevular oluşturmamız gerektiğini anladık, ancak bu randevular sırasında ne yapacağız?” dediğinizi duyar gibiyim.
Bu randevular sırasında birincil görevimiz kendimizi anlamaya çalışmaktır. Kendimizle daha iyi anlamamıza yardımcı olacak bir ilişki kurmanın yollarını keşfedeceğiz.
Şunlar üzerinde çalışacağız:
– Dinleme
– Duyduğumuzu anlamak
– Söylenmeyeni duymak
– Ve anladığımızı sandığımız her şeyin doğruluğunu kontrol etmek.
Doğru soruları sorma ve aktif dinleme teknikleri gibi koçluk yetkinliklerini kullanarak, kendimizle nasıl mükemmel bir iletişim kurabileceğimizi ve ardından başkalarıyla ilişkilerimizi nasıl düzenleyebileceğimizi keşfedeceğiz. Çok sayıda oyun ve pratik egzersizle eğlenecek ve öğreneceğiz.
Şayet aşağıdaki ifadelerden herhangi biri veya bu ifadelere benzer durumlar yaşadıysanız sizi “KENDİME RANDEVUM VAR” kampına davet ediyoruz.
– “Her şeyim var ama içimde hep bir şeylerin eksik olduğunu hissediyorum.”
– “Bu ben değilim, ben bunu yapmış olamazdım, ben böyle biri değilim.”
– “Neden bu tür insanlar hep beni buluyor?”
– “İlişkilerimde neden hep aynı sonuçlarla karşılaşıyorum?”
Yukarıda bahsi geçen yöntemleri kullanarak hayatımızı kolaylaştırmayı deneyimleyeceğimiz kampımız 10-11 Ağustos 2024 tarihinde Şile Doğa Tatil Köyü’nde.